“İnsanların Sokakları Kendileri Üzerinden Dönüştürmeleri Önemli”

Livable City, kendini San Francisco'yu daha güvenli, daha yaşanabilir ve erişilebilir bir şehir haline getirmek için tabandan gelen girişimleri desteklemeye adayan bağımsız bir oluşum. Marynoel Strope ile şehri ve Sunday Streets etkinliklerini konuştuk.

Kendini San Francisco’yu daha güvenli, daha yaşanabilir ve erişilebilir bir şehir haline getirmek için tabandan gelen girişimleri desteklemeye adayan Livable City, belirledikleri yaşanabilirlik ölçütleri çerçevesinde San Francisco için gönüllü olarak ulaşım, arazi kullanımı, açık alan ve çevre politikaları geliştiriyorlar. Bu ölçütler beş başlık altında özetleniyor: etkileşim içindeki mahalleler, erişilebilir ve sürdürülebilir ulaşım, çoksesli ve esnek bir yerel ekonomi, canlı kamusal alanlar ve alım gücüne uygun fiyat politikaları.

Dünyanın birçok şehrinde süregelen gelir eşitsizliği, yerinden etme/yersizleştirme politikaları, sosyal adaletsizlik, hedef gösterilen azınlık grupları gibi sorunların en belirgin olduğu şehirlerin başında San Francisco geliyor. Bu sorunların San Francisco’da dramatik bir hızla büyümesinin en önemli nedenlerinden biri iletişimsizlik olarak gösterilmekte. Livable City ise 10 yıl önce bu duruma bir çözüm getirmek ve “sokakları geri almak” için dönemin belediye başkanı Gavin Newsom ile işbirliği yaparak Sunday Streets – Pazar Sokakları adında bir toplum sağlığı programı oluşturdu. Bu programın amacı yeterli kamusal alan bulunmayan mahallelere geçici olarak açık etkinlik alanları kazandırmak, yerel topluluklar arasında kalıcı bağlar kurmak, fiziksel aktiviteleri özendirmek ve sokakların kamusal alan olarak yeniden tartışmaya açmak. Her etkinlikte belirlenen bir semtte sokaklar trafiğe kapatılarak insanların yaşadıkları alanı her zamankinden farklı bir hızda, farklı bir farkındalıkla ve toplumun her kesiminden bireylerle bir araya gelerek deneyimlemesi sağlanıyor. Aynı zamanda farklı gruplar arasında önyargıların kırılması, araç öncelikli şehir işleyişinin sorgulanması ve sivil oluşumların kendilerini ifade edebilecekleri bir etki alanı yaratılması gibi kazanımlar elde ediliyor.

Livable City‘nin iletişim kordinatörü Marynoel Strope ile 10. yılını kutladıkları Sunday Streets‘i konuştuk.

İrem Korkmaz: Sunday Streets fikri nasıl ortaya çıktı?

Marynoel Strope: Sunday Streets fikri, gelir durumu ve etnik kökenin yarattığı eşitsizlik durumları üzerine yapılan bir araştırmadan hareketle doğdu. Bu araştırma, düşük gelirli mahallelerde yaşayanların veya farklı ten rengine sahip insanların yeterli gıdaya ulaşmakta, çocuklarının oynayacabileceği alanlar bulmakta ya da sosyal aktivitelere erişmekte daha çok zorluk çektiğini gösterdi.

Günümüzde Sunday Streets benzeri açık sokak etkinlikleri dünyanın birçok yerinde yapılıyor. Bildiğim kadarıyla ilk örnek Kolombiya’nın Bogota şehrindeki Ciclovía etkinliğiydi. Yani aslında Sunday Streets’i harekete geçiren sorun dünyanın her yerinde karşılaşılan bir durum ve bizim gibi çözüm arayışlarının sayısı da dünya çapında çoğalmaya devam ediyor. Her zaman istediğimiz hızda ve akıcılıkta ilerlemese de yeni bir düşünce biçimi oluşuyor bu şekilde. Şehirleri sadece arabalar tarafından domine edilen yerler olarak görmek yerine daha insan odaklı yaklaşımlar güçleniyor. Biz her yıl daha çok etkinlik organize ediyoruz; örneğin bu yıl 10. yılımız ve ilk defa yılda 10 etkinlik sayısına ulaştık.


Sunday Streets etkinliklerinden fotoğraf

“İnsanlar kendiliğinden harekete geçiyor ve bize kendi sokaklarında bir etkinlik gerçekleşmesi için başvuruda bulunuyorlar.”


Temel misyonunuzu insanların sokakları kendilerini ifade etme alanı olarak benimsemesini sağlamak olarak tanımlıyorsunuz. Şimdiye kadar halk arasında Sunday Streets’den ilhamla doğan bağımsız hareketler ya da özgün ifade biçimleri oluştu mu?

Biliyorsunuz, San Francisco’da çok büyük bir sosyal gerilim var ve insanlar olup bitenlerden çok dertliler. Mevcut sokak etkinlikleri de çoğunlukla alışveriş için tasarlanmış festivaller -ki bunda bir sakınca yok-; ama insanlar genellikle tanımadıkları şeylere karşı bir mesafe alıyorlar. Bu nedenle bazları bu etkinliklerin sadece belli bir kesime hitap ettiğini, ve kendileri için olmadığı gibi bir önyargıya kapılabiliyor. İnsanlar Sunday Streets’e daha çok alıştıkça ve Sunday Streets daha çok kişiye ulaştıkça programın içeriği de toplumdaki Sunday Streets algısı da çok değişti. Halkın kendisinin örgütlediği bir sisteme dönüşmeye başladı. İnsanlar kendiliğinden harekete geçiyor ve bize kendi sokaklarında bir etkinlik gerçekleşmesi için başvuruda bulunuyorlar. Bence bu San Francisco için çok önemli bir adım; çünkü bu kentte gerçekleşen değişimlere, özellikle de büyüyen erişilebilir konut problemine karşı çok büyük bir öfke var. İnsanların sokaklara çıkması ve sokakları kendileri üzerinden dönüştürmeleri bu bakımdan çok duygulandırıcı ve önemli. Artık insanların bu etkinlik için heyecanlandığını görebiliyoruz. Böyle bir atmosferde bizim yaptığımız şey sadece insanları çağırıp “Bakın, bu etkinlik gerçekten sizler için. Bir şey yapmanıza gerek yok. Sadece gelin, tekerlekli sandalyenizle gelin, bisikletinizi sürün, bebeğinizi, büyükannenizi getirin. Komşularınızla tanışın, oyun oynayın, sokağınızın tadını çıkarın.” demek.

Sunday Streets etkinliğine katıldığınızda öyle bir insan çeşitliliği ile karşılıyorsunuz ki! Çok geniş bir sivil etkileşim alanı oluşuyor ve bu kalıcı dönüşüm, Sunday Streets’in başardığı şeyin büyük bir parçasını oluşuruyor. Mesela bir Sunday Streets etkinliğinde sokakta imza toplayan insanlara, seçim tartışmalarına, yaşlılara eşlik eden gençlere, oyuncaklarını getirip sokakta oynayanlara rastlayabilirsiniz. Ama daha küçük ölçekte bakacak olursak her Sunday Streets etkinliğinde küçük esnafı destekleyen satış alanları bulunuyor. Bunlar dışında sergiler kuruluyor, farklı performans grupları gösteriler yapıyor. Hulahop çevirme gibi daha basit etkinlikler de olabiliyor. Ya da sadece baloncuklar. Baloncuklar çok önemli; çocuklar baloncuklara bayılıyorlar!


Sunday Streets etkinliklerinden fotoğraf

“İnsanları mutlu etmek bazen büyük sahneler kurmayı, büyük yapımlar organize etmeyi gerektirebiliyor ama bazen o kadar kolay ki!”


Sokağın bir performans alanı olarak gücünü nasıl görüyorsunuz?

Günlük hayatımızda sokaktayken sürekli arabalara dikkat ederek hareket etmek durumundayız. Sadece kaldırımlarda yürüyebiliyoruz, herkes telefonlarına bakıyor, etrafımızı algılamadan ordan oraya koşturuyoruz. Ve bir gün boyunca sizi kısıtlayan arabaların olmadığını, insanların sokakta diledikleri gibi eğlendiğini, birbirleriyle etkileşime geçtiğini hayal edin. Belki kulağa biraz klişe geliyor ama gerçekten sizi bazı şeyler üzerine düşündürmeye başlıyor. Her gün geçtiğimiz sokakları hep alışık olduğumuz araba yığınından arındırdığımızda mekan algımız, hissettiğimiz ölçüler, içimizden gelen aktivititeler değişiveriyor. San Francisco’nun neredeyse %25’i arabalar için ayrılmış durumda. Tüm bu alanla insanlar için yapabileceklerimizi düşünsenize! İnsanları mutlu etmek bazen büyük sahneler kurmayı, büyük yapımlar organize etmeyi gerektirebiliyor ama bazen o kadar kolay ki! Biri sokakta müzik çalmaya başlıyor ve etrafında insanlar toplanıp dans ediyor. Bence bu gerçekten derinden dönüştürücü bir güce sahip olan bir durum.

Etkinlik nasıl finanse ediliyor?

Biz kar gütmeyen bir oluşumuz. Bağışlar, sponsorlar ve belediye ile yaptığımız işbirlikleriyle destekleniyoruz. Tabi ki kilometrelerce sokağı trafiğe kapatmak için belediyenin toplu taşıma departmanıyla, fen işleri müdürlükleriyle, aile ve çocuk departmanı gibi birçok koluyla birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Böylesi büyük ve karmaşık bir şehirde bir etkinlik gerçekleştirebilmek için belli sayıda polis desteğine, trafiği yönlendirecek görevlilere ihtiyaç var. Çünkü Sunday Streets’in şehrin akışını olumsuz etkilemeden var olduğundan emin olmak zorundayız.


Sunday Streets etkinliklerinden fotoğraf

“İnsanların düşünme biçimlerinde büyük bir değişim gerçekleşiyor.”


Bu programın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Bence Sunday Streets giderek şehrin bir demirbaşı haline geliyor. Her geçen gün daha da büyüyoruz ve daha çok semtte aktif oluyoruz. Bu yıl 10 etkinlik gerçekleşecek ve bence daha çok büyüme potansiyeli de var. İnsanların düşünme biçimlerinde büyük bir değişim gerçekleşiyor. Ben Sunday Streets’in gelecekte daha büyük bir yönelim haline gelmesini ve kent üzerine daha çetin tartışmalara öncü olmasını diliyorum. Burada her şey arabalar için tasarlanır oldu ve gerçekten arabalara bu kadar çok odaklanarak insanlar için en iyi şehri yaratıyor olabilir miyiz?


Sunday Streets etkinliklerinden fotoğraf

Uzaktan araştırıldığında San Francisco’da kamusal alan tartışmalarına “iki ileri bir geri” hareketten doğan bir gerilim hakimmiş gibi görünüyor. Benim araştırma konumun başlığı da bu şekilde doğmuştu. Siz bu hareketin biçimini nasıl deneyimliyorsunuz?

Bu “iki ileri bir geri” hareket modeli ile ben de kentte çoğu kez karşılaşıyorum. Livable City olarak da harfi harfine iki ileri bir geri gelişmeler yaşadığımız oldu. Bazı şeyleri elde ettikten sonra daha da geri bir noktaya itildik. İşler her zaman doğrusal ilerlemiyor. Bence şu an içinden geçtiğimiz durum ne ileri gitmek ne de geri gitmek. Bizimkisi daha çok “blob”. San Francisco tarihine dönüp baktığımızda şimdikinden daha iyi noktalarda bulunmuştuk. Burada doğup büyümüş biri olarak daha önce çözüme kavuşmuş problemlerin tekrar türemesi ve giderek büyümesi bazen çok sinir bozucu olabiliyor. Ama bu noktada bence bir sürü şeyin aynı anda gerçekleştiğini göz önünde bulundurmak önemli. Bu yüzden Sunday Streets sadece, herkesin kendini içinde rahat hissettiği bir alan açmak istiyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın