Dikkatimizi çeken sosyal medya hesaplarıyla söyleşilerin ilk konuğu, kent ve mimarlık kültürü üzerine olan paylaşımlarıyla dikkat çeken Kültür İstanbul.
Bu yıl, kent kültürü ve tarihi, sanat-tasarım hikayeleri gibi ilgi alanımıza giren konularda pek çok etkili paylaşım yapan, beğeniyle takip edilen sosyal medya hesaplarıyla söyleşiler yapıyoruz. İlk konuğumuz, paylaşımlarıyla mimarlık ve kent kültürünü, tarihini sosyal medyanın gündemine taşıyan hesaplardan biri olan @kulturistan.
Özel bir nedeni yok aslında. Ben yıllardır İstanbul üzerine okurum; çeşitli firmalarda ve kültür merkezlerinde dersler verdim, geziler düzenledim, dergilerde yazılar yazdım. Twitter’da yeni sayılırım. Hesap açmamı teşvik eden de kuzenim Ozan’dır. Hesabı açtıktan sonra bildiğim ne varsa paylaşmaya başladım. Doğma büyüme İstanbulluyum. Yıllardır okuduğum, merak ettiğim bir alan olduğu için de paylaşımlar karşılığını buldu. Benim hesabımın benzeri pek yok. Nostaljik fotoğraf hesapları vs. çok var. Ancak bağlamından, hikayesinden kopuk bir görsel paylaşım işini pek sevmiyorum. Bir söz vardır “o balıklar ki derya içredir, deryayı bilmezler” diye. İşte ben o balıklara deryayı gösterdim. Bir farkındalık yarattım.
En önemli arşiv internette. Ayrıca kitaplarım var. Evde epey bir külliyat birikti. Sağdan soldan çok kitap geliyor. Ben akademide resim bölümünü bitirdim. Metin görsel eşleştirmesini bu yüzden iyi yapıyorum. En önemli şey ne yazdığınız değil, nasıl yazdığınız. En doğru şeyleri bile görsel olmadan okutmanız zor. Bu hesabı izlenir kılan şey, görsel arşiv ile metin eşleşmesini doğru yapabilmesidir. Bir de bilgisayar başında değil, gidip yerinde çekerek, gözlemleyerek yapılan paylaşımlar daha çok ilgi görüyor her zaman. Paylaşılacak içerikleri biraz sezgisel olarak seçiyorum. Edebiyat en önemli destekçim. Ayrıca zaman zaman görsel sanatlarla ilişkili İstanbul paylaşımlarım da oluyor.
Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları filminde Tepebaşı Dram Sahnesinden çıkanlar. Yanan bu binanın yerine TRT’nin kazulet binası dikildi pic.twitter.com/cqbwv4Ayz4
— kültüristanbul (@kulturistan) February 9, 2017
⚡️ “Bir Çiçek Pasajı Hikayesi” Yazan: @kulturistanhttps://t.co/hed3cVe3V9
— kültüristanbul (@kulturistan) February 9, 2017
Olmaz olur mu? Tarihi Yarımada’da saymakla bitmez böyle yerler. Mesela bugünkü Sultanahmet Kutlugün Sokağı boyunca kimi binaların bodrum katlarında gizli kalmış sarnıçlar ve Bizans Büyük Sarayı Kalıntıları var. Bunların durumu içler acısı. Derhal el atılması lazım. Dünyanın ilk üniversitesinin kalıntıları yatıyor o sokakta. Ayrıca Osmanlı devrinden kalma onlarca han, hamam metruk halde, kaderine terk edilmiş. Bunlara bütçe ayrılması ve derhal restorasyonlarının yapılıp kamuya açılması lazım. İtalyanlar önümüzde güzel bir örnektir. Bu konularda kafamızdaki ideolojik bariyerleri yıkamazsak İstanbul hak ettiği değerin çok gerisinde bir Dubaileşmeye kurban gidecektir.
Mimar Sinan üzerine bir tefrika yapalım.Şehirde 7 ayrı rota çizerek onun eserlerini gezmeniz mümkün.İstediğiniz rotayı seçin.7 gün alabilir pic.twitter.com/oCTWoAw0xZ
— kültüristanbul (@kulturistan) February 5, 2017
Bütünsel olarak değil ama bazı semtlerin bazı sokakları hala bozulmadı. Ben 50 sene önce Süleymaniye Şifahanesi’nde dünyaya geldim. Süleymaniye ve Vefa’nın belli yerleri hala çok özeldir. Aynı şekilde Boğaziçi’nin belli yerleri ve Adalar henüz tam olarak istilaya uğramadı. Buralarda insan kendini İstanbul’da hisseder. Ama dediğim gibi çok minimal ölçekte mümkün.
En başta @arkiteracom 🙂 Ben birçok hesabı takip ediyorum. Mimarlık ilgi alanım. Ayrıca Arkeoloji hesaplarını takip ediyorum, edebiyat hesapları ha keza. Ancak adı sanı duyulmamış çok niş hesaplar var. Bunlardan bazıları şöyle: