Türkiye'deki mimarlık eğitiminin durumunu tespit etmeyi amaçlayan Arkitera Kampüste projesi kapsamında ziyaret ettiğimiz Yozgat Bozok Üniversitesi'nde sorularımızı Güzin Demirkan Türel'e yönelttik.
Arkitera: Bozok Üniversitesi’ndeki mimarlık eğitimiyle Yozgat arasındaki ilişkiyi nasıl kurarsınız? Yani Yozgat’ın size katkıları veya sizin Yozgat’a katkılarınız var mı?
Güzin Demirkan Türel: Burası zaten iklim olarak farklı bir yer. Biz de yere göre mimarlık konusunda çok duyarlıyız ve öğrencilere genellikle bütün proje konularını Yozgat’tan veriyoruz ve bu coğrafi ve iklim verilerinin mutlaka projede girdi olarak kullanılmasına önem veriyoruz.
Yozgat’ın mimarisiyle ilgili belediyeyle, valilikle ya da odalarla iletişiminiz oluyor mu?
Biz her zaman söylüyoruz parasal bir karşılığı olmadan danışmanlık yaparız, Yozgat’taki projelerde katkıda bulunuruz diye ama şimdiye kadar, benim 2009’da geldiğimden beri bu üniversiteye, hiç öyle bir talepte bulunulmadı. Ancak daha önceki belediye başkanıyla kongre, öğrenci gezileri düzenlediğimiz zaman belediyenin çok katkısını gördük. O açıdan eğitime destek veriyorlar; ama mimarlar odasının temsilciliği vardı burada, o kapandı. O kapanmadan önce Mimarlar Odası’ndan eğitime çok destek alıyorduk, İstanbul ve Ankara’dan mimarlarla konuşmalar düzenliyorduk.
Bozok Üniversitesi olarak kullandığınız atölyeler sizce yeterli mi?
Tek bir cevabı var bunun, tamamen yetersiz. Mesela burada şehircilik bölümü de var. Orada da dört sınıf var. Her yıl 50’den fazla öğrenci alınıyor. Kendi katımızda kullandığımız Şehircilik Bölümü ve Mimarlık Bölümüne ait iki stüdyomuz var. Öğrencinin dersi olmadığı zaman bir stüdyoya girip çalışma olanağı yok. Çok yetersiz ama işte gelişmekte olan bir üniversite olduğumuz için kısa sürede mühendislik binası yapılıp bu binayı bize vereceklerini söylüyorlar. O zaman bir yıl içinde sorunumuz gidecek diye bekliyoruz.
İleriye dönük Mimarlık Fakültesi olarak ayrılma söz konusu olabilir mi?
Onu beş yıldır çok dile getiriyoruz çünkü mühendislikler içinde hakikaten mimarlık eriyor. Ondan sonra çok sorunlarımız var bu şekilde. Bir bekleme içindeyiz. Hedefimiz tabii ki Mimarlık Fakültesi olmak; ama şimdiye kadar o gerçekleşmedi ve nedenlerini biz de bilmiyoruz.
Gördüğümüz kadarıyla kampüste yapılaşma devam ediyor. İleriye dönük bir bina yapılması gündeme gelebilir mi?
Programda mimarlık yok. Biz eski binaya da razıyız işin açıkçası. Derslikler konusunda bir sıkıntımız yok; ama stüdyolarımız yetersiz. Biliyorsunuz mimarlıkta her sınıfın bir stüdyosunun olması, öğrencinin bir takım dokümanlarını bırakabilmesi çok önemli. Bizde öyle değil.
Sizce mimarlık eğitimi mekanları nasıl olmalı?
Ben mimarlığın güzel sanatlarla bir arada olmasının faydasına inanıyorum. Maalesef bizim üniversitemizde Güzel Sanatlar Fakültesi yok. Bizim öğrencilerimizin sanatla en ufak yakınlaşmaları olmuyor. O açıdan mimarlık ortamının mutlaka sanatla bağdaşık bir çevrede olmasında fayda var.
1 Yorum
piyalepaşa projesi için firma özel yazar tutup piyalepaşa kitabı yazdırmış.