Alüminyum profiller ile konut, ofis ve diğer endüstriyel yapılar için kapı, pencere ve cephe sistemleri geliştiren Sapa Yapı Sistem San. ve Tic. AŞ Genel Müdürü Çağdaş Taylan ile yaptığımız söyleşi ile Yapı Malzemesi Söyleşileri serimize devam ediyoruz.
Ezgi Can Cengiz: Tasarımı yapı sektörünün neresinde görüyorsunuz?
Çağdaş Taylan: Tasarım süreci, projenin hedeflerinin belirlendiği, kalitenin temellerinin atıldığı süreç olduğundan büyük önem taşımaktadır. Diğer aşamalarda karşılaşılabilecek problemlerin ortaya çıkmadan önlenebileceği ön aşamayı oluşturduğundan, problem çözme, karar verme, yargılama gerektiren entellektüel bir süreçtir. Tasarımın kalitesini belirleyen faktörlerden biri olan “inşa edilebilirlik” özelliği de gerek tasarımcının yetkinliğiyle, gerek farklı uzmanlık alanlarından kişilerin tasarım sürecine dahil edilmesiyle, gerekse tasarımcının çizimler ve teknik şartnamelerle söz konusu işleri yapımcıya etkin şekilde aktarabilmesiyle doğrudan ilintilidir.
Tasarım aşamasında yapılacak takım çalışması, yapım sürecinde doğabilecek problemleri ve değişiklik gereksinimlerini azaltacağı gibi zaman ve maliyet açısından da tasarruf sağlayacaktır. Bununla beraber, projeye ilişkin teknik şartların ve kalite gereksinimlerinin eksiksiz olarak belirlenmesi, tasarım sürecinin yapı sektörü açısından önemini ortaya çıkartmaktadır.
Markanızın mimarlarla ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Projelerin önemli karar vericilerinden biri olan mimarlarla yakın iletişim halinde olarak, beklentilerin en üst seviyede karşılanması ana amaçlarımız arasında yer alıyor. Mimarlar ile kurduğumuz yakın ilişkiler ile sistemlerimizi, mimarların tasarım kriterlerine uygun olarak projelere göre adapte edebiliyor olmamız, bizler için önemli bir artı yaratmakta. Mimarların hayal güçleri ve tasarım yeteklerini sınırlamadan gerçeğe dönüştürebilmek Sapa Yapı Sistemi hedeflerinden birisidir. Özel tasarım cephe ve doğrama sistemlerimiz ile sıradışı ve şehirleri şekillendiren yapıların gerçekleşmesine katkıda bulunuyoruz.
Bu anlamda ürünlerimizi ileriye dönük, yüksek performanslı ve müşterilerin yüksek konforla kullanabileceği şekilde tasarlayabiliyor olmamız, ısı yalıtımı, çevrecilik, ekonomi ve yüksek kalitede doğrama trendinin gittikçe önem kazandığı günümüzde kalite algısının oluşması ile bizi pazarda farklı bir noktaya konumlandırmakta. Ürünlerimizin farkını daha kolay bir şekilde ortaya koyabilmekteyiz.
PR çalışmalarına ne kadar yatırım yapıyorsunuz?
Yakın döneme bakıldığında küçülen dünyada firmalar “Nasıl daha fazla ürün satarım?” sorusundan daha çok “Marka, kalite, tercih edilirlik kavramını nasıl oluştururum?” sorularının cevabını aramaya başladı. Dünyanın neresinde olursa olsun, ne kadar kaliteli ürün üretirseniz üretin, tanıtımı yapılamayan her ürün boşa yapılmış bir yatırım ve zaman kaybı olarak düşünülebilir.
Çevreci, kullanımı kolay, bakım maliyetinin düşük olması ve sistemlerimizin sorunsuz çalışması nedeniyle daha önce ürünlerimizi kullanmış müşterilerimiz tekrar bizi tercih ediyor. Ancak sistem özelliklerimizi, üstün performans değerlerimizin yarattığı avantajları geniş çevrelere ulaştırabilmek için çeşitli organizasyonlarda bulunuyor ve destekliyoruz. Sapa Yapı Sistem olarak son kullanıcıya yakın olabilmek için Türkiye’nin en büyük yapı fuarı TurkeyBuild’da her sene yer alıyor, sektörel dergiler ile ilişkimizi sıcak tutarak hem sektörün nabzını tutup, hem de firmamız hakkında gerçekleşen önemli olayları aktarma fırsatı buluyoruz.
Son olarak “Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı” Sapa Yapı Sistem’in sponsorluğunda düzenlenenen ve “yeşil binalar konusunda farkındalığı artırmak” hedefi ile yola çıkan etkinlik, Dünya Çevre Günü’nde ziyaretçilerin yoğun katılımı ile gerçekleşti ve mimarlarla olan ilişkimizi ve sektöre desteğimizi gösteren güzel bir örnek oldu.
Sosyal medyayı nasıl, ne kadar kullanıyorsunuz?
Bizce, sosyal medya terimi ile ilgili en önemli nokta, medyanın artık geleneksel bir yanı olmadığıdır. Çünkü sosyal medya dramatik bir hızda iletişim kurma biçimimizi değiştirdi. Çift taraflı iletişim ile geleneksel medyanın size sunamadığı fırsatları yakalayabiliyor, markanıza bir karakter oluşturabiliyorsunuz. Sosyal medya sadece ürünlerimizle ilgilenen insanlarla iletişime geçmemize ve onlarla bağlantı kurmamıza olanak sağlıyor. Kısaca sosyal medya araçlarını reklam mecraları değil iletişim mecraları olarak görmekteyiz. İnternette etkileşim ve network yaratma üzerine kurulu sosyal medya mecralarında bulunuyor ve bu yapıyı genişleterek sürdürmeyi hedefliyoruz.
Mimarinin yapı sektöründeki değişimlere etkisi nedir?
Yapı sektöründe artan rekabet ortamında başarılı olabilmek için, günümüzde sadece maliyeti azaltmaya dayanan rekabet stratejileri, firmaların hem yerel hem de uluslararası pazarlarda varlık gösterebilmeleri için yeterli görülmemektedir. Bu noktada maliyet dışı faktörlere odaklanan yenilik yaratma veya markalaşma gibi tasarımla doğrudan ilişkili yeni stratejiler önem kazanmaya başlamıştır. Mimari tasarım, müşteri memnuniyetini ve projelerin performansını artırarak firmaların rekabetinde doğrudan ya da dolaylı olarak etkili olmaktadır.
Yatırımcıların ve karar vericilerin bu nedenle ürün seçimlerinde gösterdiği titizlik, projeleri için daha yüksek performans değerleri sağlayan, çevreci ürünler seçmeleri, Sapa ürünlerinin tercih edilmesinde önemli bir kriter olmakta. Mimarinin gerektirdiği estetik dizayn ve proje gereksimini karşılayacak yüksek performans değerleri için Sapa Ar&Ge çalışmaları neticesinde piyasanın en iyi performans değerlerine sahip alüminyum sistemlerini pazara sunmakta, LEED ve BREEAM gibi uluslararası ekolojik sertifika programlarının istediği standartları bünyesinde taşıyarak projelerin önemli bir oranda puan kazanmasını sağlamaktadır.
Söyleşi için teşekkür ederiz.
1 Yorum
Mahmut Bey, görüş kısmında yazdığım yazıda biraz “başlık piştisi” olmuşuz, yeni fark ettim (Bir kaç sene önce blogumda yazdığım bir yazıdan almıştım başlığı). Yazınızı çok sevdim bu arada, ellerinize sağlık.