VBenzeri, Oldukça geniş bir ölçeğe yayılan işleriyle uluslararası tasarım camiasının ilham verici isimlerinden olan Lella ve Massimo Vignelli’yi konu alan, "Design is One: Lella & Massimo Vignelli" filminin iki yönetmeninden biri olan Kathy Brew ile konuştu.
Eşim Roberto Guerra aracılığıyla Lella ve Massimo ile tanışma şansım oldu. Roberto ve ben 1996’da onu iş için aramamı öneren biri aracılığıyla tanıştık. Bu, sonrasındaki on yedi yıl boyunca süren bir iş-yaşam ortaklığına dönüştü. Yaklaşık 30 yıl kadar önce Richard Sapper, Elliott Erwitt, Karl Lagerfeld, Milton Glaser, Ben-Jane Thompson ve Vignelliler gibi tasarımcıların profillerine yer verdiği, “By Design” isimli 6 bölümlük bir seri hazırlamıştı. Ayrıca Roberto bir tasarım fuarı kapsamında İtalya’daki Poltrona Frau için Lella ile yakın zamanda bazı çalışmalar yapmıştı. Vignelli çifti ile ilk defa ne zaman tanıştığımız tam olarak hatırlamıyorum, ancak bu, filmi yapmaya kadar vermemizden önceydi. Onlarla Roberto aracılığıyla tanıştığım için kendimi ayrıcalıklı hissettim çünkü birlikte uzun süreli bir ilişkileri vardı.
Arşivlerinin The Rochester Institute of Technology-RIT’ye gitmesine karar verildiğinde, tasarımla ilgili olan ve bu alanı destekleyen Londra’dan Lady Hamlyn Vignelliler üzerine bir film yapacaklarını iletmiş. Vignelliler ise Roberto’nun kendileri hakkında bir filmi 30 yıl önce yaptığını, dolayısıyla bu konuda ona danışmak gerektiğini paylaşmışlar. Filme dair fikir böylece ortaya çıkmış oldu. Filmin başlangıçta Vignellilerle uzun bir süreli bir geçmişe sahip ve RIT’nin eski tasarım profesörü olan Roger Remington tarafından Lella ve Massimo ile yapılan bir söyleşiden meydana gelmesi planlamıştı. Roberto ve çalışma arkadaşı, ilk röportajı gerçekleştirdi ki, bu kısım filmin omurgasını oluşturuyor. Diğer taraftan, Roberto ile birlikte proje üzerinden çalışmaya başlayınca, haklarında çok daha kapsamlı bir belgesel yapmanın gerekliliği anlaşıldı. İlk film 16 mm olarak çekildi. Sonrasında Vignelli ikilisi pek çok yeni proje gerçekleştirdiği için bir güncelleme yapılması gerekiyordu. Biz de bunu ilk baştaki röportajın ötesine geçmek ve uzun metrajlı bir belgesele dönüştürmek için inisiyatif aldık.
Bizim için bu birlikte üretim sürecinde Lella’nın öneminin altını çizmek çok önemliydi. Jeffrey Osbone’un işaret ettiği gibi, Lella genellikle yeteri kadar kredi almamıştı. Gerçek anlamda ailenin mimarı oydu. Massimo bunu şöyle aktarıyordu; “İşbirliği diğer kişiye güvenmek anlamına gelir. İnsanlar bir kalemin üzerinde iki el olduğunu düşünüyorlar… Çoğunlukla ben kalemim ve Lella ise eleştiren taraf.” Massimo hayali kuran, Lella ise her şeyi pragmatik bir gerçekliğe büründüren kişi olarak düşünülebilir. Becerileri ve katkıları birbirini tamamlayıcı nitelikte ve her ikisi de gerekli.
Lella’nın adil bir şekilde kendi payının verilmesine ihtiyacı olduğu gerçeğinin bilincindeydik. Özellikle mesleklerine yeni başladıkları dönemde, köşeler erkekler tarafından kapılmıştı. Peter Eisenman, Lella’yı “dikkate alınması gereken bir güç” olarak tanımlıyordu. Ve biz de bunu yakalamak ve onun yaratıcı katkılarını onurlandırmak istedik.
Söyleşinin tamamını burada bulabilir, 4 Mayıs Salı günü yapılacak film gösterimine buradan kayıt olabilirsiniz.