“Mimarlığı İnsanlara Hızlı ve Bedelsiz Olarak Ulaştırmaya Çalışıyorum”

Beğeniyle takip ettiğimiz sosyal medya hesaplarıyla yaptığımız söyleşi serisinin ikinci konuğu Angel Muñiz, kimisi daha keşfedilmemiş olan sevdiği projelerin görsellerini takipçileriyle paylaşıyor.

Angel Muñiz, sosyal medyayı, mimarlığı alan dışındaki insanlara da ulaştıran ve sevdiren bilgilendirici bir araç olarak görüyor ve kullanıyor. areasvellas Twitter ve Facebook hesaplarında paylaştığı, sanatı, mimarlığı ve geometriyi birleştiren, çeşitli dönemlerden görseller belli dönemlerin, keşfetmediğimiz isimlerin ve ütopyaların dünyasından ilham veriyor.

Ekin Bozkurt: Sizi böyle görseller paylaşmaya yönlendiren şey nedir? Ve paylaştığınız içeriklerde insanlara cazip gelen şey nedir?

Angel Muñiz: Mimarlık, mimarlar için değildir. Tekrar ediyorum, mimarlık mimarlar için değildir; bütün toplum içindir. Bu sebeple de mimarlığı hızlı ve bedelsiz olarak insanlara ulaştırmaya çalışıyorum. Bu yüzden, sevdiğim projeleri ve imajları, mimarlık ve sanat için bilgilendirici birer mecra olarak gördüğüm facebook ve twitterda paylaşıyorum.

Ne yazık ki “mimarlık” denilince birçok insanın aklına gelen şey ünlülerin evleri; bu yüzden mimarlıkta önemli olan şeyin para olmadığını göstermeye çalışıyorum. Önemli olan; madde, mekan ve onun etrafındaki çevrenin birbirleriyle karşılaşmalarıdır. Bugün yayınlanan herşeyin yıldız mimar projeleri ya da üç boyutlu imajlar olması gerekmediğini anlatmaya çalışıyorum. 3D görsel ve mukavva bir model arasında seçim yapmam gerekse, her zaman mukavva modeli seçerim.

20. yüzyılda mükemmel işler yapıldı, ancak gerçek bir sapma da söz konusu oldu (olmaya da devam ediyor). Barınma, yatırım için kullanılıyor… Bir emlak balonu, spekülasyon…Ne yazık ki; temel bir ihtiyaç olan barınma, lüks metası haline geldi. Dünyanın gelişmiş demokratik ülkelerinde bir sürü insanın yaşayacak bir evi yok. Kent artık mimarların değil; politikacıların, spekülatörlerin elinde ki bu durum yasalara aykırı. Mimarlar bulunduğumuz toprakları iyileştimeli ve toplum neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmeli…Ben doğru olanı göstermeye çalışıyorum. Bana ilham verenleri, önerilerimi ve güzelliği paylaşıyorum.

Paylaştığınız içerikleri nereden, nasıl seçiyorsunuz? Bir araştırma rutininiz var mı?

Her zaman, ilham verici ve anlamlı görsellere bakıyorum. Bunların illa inşa edilmiş işler olması gerekmiyor. İlham, onu en az beklediğiniz yerden gelebilir.

Yerel mimarlık, kutsal işler, tanınmamış işler ve yeni jenerasyonun çalışmalarından oluşan karışım beni büyülüyor. Eğer bunlara, heykel, resim ve müzik gibi diğer sanatları da eklersek sonuç benim yayınladığım şeyler oluyor.

Görsel arşivi yıllar içerisinde katlanarak büyüdü. Geleceğe sorular soran, geleceğin cevaplarının bugünün bir parçası (bizim için geçmiş) olduğunu farketmeden bunu yapan son yüzyılın mimarlığı çok fazla ilgimi çekiyor. Bize hiç ulaşmayan geleceğin mimarlığı…Ütopik yaklaşım… Ütopyaya dair olumlu düşüncelerim var. Ütopyasız sosyal gelişme olmaz. Bir projenin şimdi, senin yaşadığın zamanda uygulanabilir olmaması; en azından kağıt üzerinde yaratılmasını engellemez. Değeri orada durur.

Monografileri, kitapları, dergileri, interneti araştırma için kullanıyorum. İnternet sonsuz bir görsel kaynağı. Pek çok ilginç internet sayfası var; bazen görselleri çok iyi olmadığında, onları dijital olarak geliştiriyorum…Temel olarak, sevdiğim projeleri yayınlıyorum (Bazen kendi işlerimi yayınladığım da oluyor: İçime sinen eskizleri, resimleri veya heykelleri paylaşıyorum).


Angel’in 1995’te okul ödevi için çizdiği ve ilk içine sinen projesi

Görsel arşivimde tekrar edenler: İyi bilinen çalışmalar, hiç bilinmeyen mimarlar (onları isimlendirmek ve bazı işlerini yayınlamak ünleri için küçük katkılar sağlıyor), büyük hevesle başlangıç yapan genç mimarlar. Yerel mimarlık da oldukça ilgi çekici ve bulunduğu bölgeye bağlı olarak çok çeşitleniyor. Ve tabii ki, hiç bir zaman hayalleri ve ütopyaları unutmuyorum.

Genel olarak 1990 öncesi yapılar ve kentsel peyzajlara epey ilgili görünüyorsunuz. Sizi en çok etkileyen birkaç mimari yapıdan bahseder misiniz bize?

Görsellerin çoğu 20. Yüzyıldan olmasına rağmen, başka dönemlerden de projeler görebilirsiniz:
• Katsura Sarayı


Katsura Rikyū, 1620-1624

• Milattan önce 1700-1400 arasında inşa edilen Knossos Sarayı


Knossos Sarayı’nın planı, Milattan önce 1700-1400

• Milattan önce 530’da inşa edilen Akropolis


Acropolis I (MÖ 530), Acropolis II (MÖ 450)

• Kahire’de yer alan, 642’de yapılan Amr ibn al-As Camii
• New Mexico’da yer alan, 828-1126 arasında yapılan Pueblo Bonito


Pueblo Bonito, Chaco Canyon, New Mexico, MS 828-1126 

• Santiago de Compostela’da yer alan, 830’da yapılan The Square “de la Quintana”
• Mantova’da yer alan, 1476’da yapılan Mantegna House.


Casa del Mantegna, Mantova, 1476

• Roma’da yer alan, 1634-1644 arasında yapılan San Carlo alle Quattro Fontane


Quattro Fontane, Roma, Lazio, Italia. 1634-1644

• Sanırım daha eski zamanlar ait sevdiklerim: Cuzco’da yer alan Terrazas del Inca de Moray, İspanya-Porto do Son’daki Castro de Baroña, Fransa-Locmariquer’deki Les Pierres Plates…

Beni etkileyen 20. Yüzyıl mimarlarına örnek vereyim:
Takis Zenetos, Constant Nieuwenhuys… Bu isimler bütün mimarlık okullarında görülmesi gereken 2 ayrı evren.


“Electronic Urbanism” Takis Zenetos


“New Babylon” Constant Nieuwenhuys

• Günümüz mimarlarından da bana son derece ilgi çekici gelen, örneğin Peter Macapia ve Anna Heringer var.


“Dirty Geometry”, Peter Macapia


The METI School, Rudrapur (2006), Anna Heringer

Sizin takip ettiğiniz favori sosyal medya hesapları hangileri?

Sosyal ağlar “unutulmuş mimarlığı” keşfetmenizi sağlıyor. Doğrudan ve hızlılar, ancak her projenin / tasarımın arkasında iş ve yetenek olmalı. İnternet bize çok hızlı bir araç sunuyor. Ancak bu aracı nasıl süreceğinizi iyi bilmeniz gerekiyor yoksa çarparsınız. Sürmeyi öğrenmenin en iyi yolu da direksiyon başına geçmeden önce çalışmaktır. Takip ettiğim birçok kişi var. Örneğin şu iki mimarlık profesyoneli: Santiago de Molina ve Carlos Quintáns.

Sevdiğim birçok internet sitesi var. Son derece ilginç olan bir tanesini aktarayım –herkese tavsiye ederim: http://arqueologiadelfuturo.blogspot.com.es/

Etiketler

Bir yanıt yazın