Yapı Malzemesi Söyleşileri serimiz Onduline Avrasya Pazarlama Müdürü Fırat İçmeli ile yaptığımız söyleşi ile devam ediyor.
Ezgi Cengiz: Tasarımı yapı sektörünün neresinde görüyorsunuz?
Fırat İçmeli: Tasarım, yapı sektörünün vazgeçilmez bir öğesi… Bu bağlamda, Onduline Avrasya olarak ürettiğimiz tüm ürünlerimizin tasarımlarına büyük önem veriyoruz. Proje, Ar-Ge ve Pazarlama departmanlarımız koordineli çalışarak ürünlerimizin tasarımlarını gerçekleştiriyor. Müşterilerimize dayanıklı, uzun ömürlü ürünler sunmanın yanı sıra tasarımıyla da göz dolduran çözümler sağlayabilmek için çalışıyoruz.
Markanızın mimarlarla ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mimarların yapı sektörünün yaratıcıları olduğu yadsınamaz bir gerçek. Çeşitli projelerde alanında uzman birçok mimarla çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl Nisan ayında (20-21 Nisan) Onduline Avrasya olarak ana sponsorluğunu üstlenmiş olduğumuz “4. Uluslararası Yeşil Çatı Kongresi”nde dünya çapında ün yapmış mimarları ve dünyanın dört bir yanından bizi onurlandıran değerli katılımcıları ağırladık. Bunun yapı sektörümüzdeki gelişmeler için referans olacağını düşünüyoruz.
Geleceğin mimarları olacak öğrencilerimizle de ilişkilerimizi mümkün olduğunca sıcak tutmaya çalışıyoruz. Üniversitelerin mimarlık ve mühendislik fakültelerinde çok kapsamlı seminerler veriyoruz. Onların fikirlerini dinliyor ve elimizden geldiğince onlara deneyimlerimizi aktarmaya çalışıyoruz. Seminerlerimiz çoğu zaman küçük bir sempozyuma dönüşebiliyor. Önümüzdeki yıl da bu seminer serimizi yoğun bir şekilde sürdüreceğiz.
PR çalışmalarına ne kadar yatırım yapıyorsunuz?
PR, marka bilinirliği ve şirketlerin gelişimlerini aktarmak için bir köprü görevi görüyor. Bu yüzden üzerinde önemle mesai harcanması gereken ve ciddi yatırım yapılması gereken bir konu. Onduline Avrasya olarak hep ilklere imza attık ve bunu da PR çalışmalarımızla destekledik. Konuyu birkaç projeyle örneklendirmemiz gerekirse; klasik müzik alanında 2010 yılında başlayan ve 2013 yılında sona eren, ülkemizin değerli üniversitelerini gezerek seçtiğimiz gençlerimizle “Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler” projesini hayata geçirdik. Gençlerimize dünyanın en önemli müzik okullarında eğitim imkanı sağladık ve enstrüman desteğinden tutun da yaşam bursuna kadar birçok konuda onları destekledik. Bugün bile baktığımızda bizim başlattığımız bu sosyal sorumluluk projesinin meyvelerini verdiğini görüyoruz.
Ayrıca, 2011 yılında Türkiye’de 45 ilde, bu illere bağlı 68 ilçe ve köyde fotoğraf sanatçısı Bünyamin Aygün’ün tarafından çekimleri gerçekleştirilen “Türkiye’nin Çatıları” fotoğraf kitabına imza attık. Çekimler süresince Edirne’den Kars’a tüm Anadolu’da 7 bin 500 km yol katedildi ve geçmişin kültürel yapısını bugüne taşıyan çatılar fotoğraflandı. Bu çalışma, Türkiye’nin çatı haritasını ortaya çıkardığı için kendi alanında yapılan ilk çalışma özelliğini taşıyor.
Son olarak, bu yıl içinde “Dünyayı Çatılarda Keşfedin” sloganıyla, 20-21 Nisan 2015 tarihinde Onduline Avrasya olarak ana sponsorluğunu üstlendiğimiz “4. Uluslararası Yeşil Çatı Kongresi”ni düzenledik. Yeşil çatılar konusunda dünyanın en büyük organizasyonu olma özelliğine sahip bu kongre kapsamında dünyaca ünlü mimarları, tasarımcıları, Türkiye’den ve dünyadan 500’e yakın katılımcıyı ağırladık. Ülkemizde bugüne kadar yapılmış en büyük yeşil çatı projelerine imza atan bir kurum olarak daha yeşil, daha yaşanabilir şehirler için gerekli bilinci aktarmak amacıyla elimizi taşın altına koyduk ve kongreyi başarıyla gerçekleştirdik.
Sosyal medyayı nasıl, ne kadar kullanıyorsunuz?
Sanal dünya artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Zamanın gereklerine ayak uydurmak gerekiyor. Öyle ki, artık internet denince çoğu kişinin aklına sosyal medya geliyor. Onduline Avrasya olarak sosyal medyada yıllardır aktif bir şekilde yer alıyoruz. Sosyal medya müşterilerimizle aramızda direkt bir iletişim sağlıyor. Çok kısa bir sürede sorularına cevap verebiliyor, görüşlerimizi, duyurularımızı ve gelişmelerimizi onlarla paylaşabiliyoruz. Hatta sosyal medya üzerinden aldığımız geri dönüşler yeni ürünlerimizi geliştirme noktasında bizlere önemli fikirler veriyor.
Sosyal medya kullanıcıları bizi aşağıdaki adreslerden takip edebilirler.
Facebook: http://www.facebook.com/ondulineavrasya
Twitter: http://www.twitter.com/ondulineavrasya
YouTube: http://www.youtube.com/ondulineavrasya
Instagram: http://www.instagram.com/ondulineavrasya
LinkedIn: https://www.linkedin.com/company/onduline-avrasya-a.s
Yarışmaları takip ediyor musunuz? Katılıyor musunuz?
Türkiye’de 1994 yılında faaliyete başlayan Onduline Avrasya, henüz iki yaşında bir şirketken,1996 yılında, Isoline kiremit altı su yalıtım levhamız ile “Altın Çekül Ödülleri”nde birinciliğe layık görüldü. Bu birincilikle başlayan yarışma serüvenimiz, bu sene gerçekleşen “Çatı ve Cephe Malzemeleri Ödülleri 2014″de Bardoline PRO S 125 Alaturka ile kazandığımız ikincilik ile devam ediyor.
Mimarinin yapı sektöründeki değişimlere etkisi nedir?
Mimari, bir ülkenin köklerinden gelen kültürü yansıtıyor ama her alanda olduğu gibi yapı sektöründe de değişime kayıtsız kalınmıyor. Yaşam alanlarımız değiştikçe mimari de değişiyor. Mimarinin değişimi de yapı sektöründe yeni teknolojilerin gelişmesine imkan sağlıyor. Her üretici, yeni teknolojiyi heyecanla takip ediyor ve bundan yararlanmak istiyor.
Onduline Avrasya olarak biz de Sapanca’da yer alan fabrikamızda, mimarinin yapı sektöründeki değişimlerine ayak uydurabilmek ve ülkemizde öncülük etme anlayışımızı devam ettirebilmek adına üretimini gerçekleştirdiğimiz bütün ürünlerde son teknolojiyi kullanıyoruz.
Söyleşi için teşekkür ederiz.
1 Yorum
Bu bölgede biz de proje yapmıştık. Bölge analizlerimizin sonucunda araç trafiğini yavaşlatacak ve yayaların ulaşımını kolaylaştıracak şekilde trafik levhaları ve lambalarıyla araç trafiğini organize etme kararı almıştık. Hiçbir sorunun çözümü olarak kullanıcılara yeni engeller sunulmamalı (En azından bir mimar bu eğilimde olmamalı.) Üstelik belirttiğiniz üzere hem bölgedeki yayalar hem de ambulans için bir engel teşkil etmekte. Umuyorum belediyede çalışan duyarlı elemanlar bir an önce bu ve benzeri yaklaşımlardan uzaklaşıp daha mutualist çözümler üretmeye başlar.