Lidyalıları sevmiyoruz. Parayı sevmiyoruz, parayı sevenleri de sevmiyoruz. Sevdiğimiz şeyler arasında sanat, sanatın değer kazanması ve herkese ulaşması da var. En önemlisi ise tüm bunların takdir edilmesi.
3 tasarımcı “Değiş Tokuş Sergi” diye bir etkinlikle karşımıza çıkıyor: İç Mimar Selin Feyzioğlu, Mimar Sibel Özdoğan ve Mimar Güray Oskay. Arkitera Mimarlık Merkezi olarak 18 – 20 Kasım 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek olan “Değiş Tokuş Sergi”yi çok merak edip tasarımcılarla bir söyleşi yaptık.
Selin Biçer: Etkinliğinizin adı “Değiş Tokuş Sergi”. Bu sergi fikir nasıl oluştu?
Selin Feyzioğlu: Belçika’da yaşadım uzun süre. Orada birkaç sene de bir düzenlenen bir sergi vardı. İstanbul’a döndüğümde Güray’a anlattım bu sergiyi. Aslında o sıralar bu sergi fikri çok da dikkatimizi çekmemişti, ama bir süre önce bir partide Sibel, Güray ve ben bunun hakkında konuşuyorduk. Bir anda böyle başladı her şey.
Aslında bu 1970’lerde sanatçıların birbiriyle işlerini değiş tokuş etmesiyle başlamış.
Güray Oskay: “Bunu Türkiye’de yapabilir miyiz? Böyle bir şey düzenleyebilir miyiz?” diye sorduk ve bir anda gözümüz parladı. Üçümüz kalkıştık bu işe. Çerçeveyi biraz küçük tutup 30 civarında sanatçıyı ufak bir mekanda bir araya getirsek yeterli diye düşündük. Buna kalkıştığımızda Haziran ayıydı, Ekim ya da Kasım ayında bunu yapabiliriz herhalde diye tahmin ettik.
SF: Evet, bence de en önemli nokta bu. Bunun uzak olmaması ve herkesin ulaşabileceği bir ortam olması. Bu sergide tanınmış, tanınmamış ya da profeyonel, amatör herkes aynı ortamda.
GO: Değiş Tokuş Sergi’nin tanıtım dosyasında “Ne İşe Yarayacak?” diye bir bölüm var. Burada serginin iki faydasından bahsediyoruz. Bunlardan ilki, sanat hayatına daha yeni başlamış, nispeten tecrübesiz kişilerle çok daha fazla deneyime sahip insanlarla aynı sahneye çıkarmak ve onları vitrine koymak. Aslında bu bizim ulvi bir görevimiz değil, çünkü bu konuda genç sanatçılara destek olan çok fazla sayıda organizasyon var. İkinci fayda ise Sibel’in anlattığı gibi, hayatında hiç sanat eseri satın almamış, o camiaya hiç girmemiş, “koleksiyonerler”le aynı gelir grubunda olmayan ve sanat eseri sahibi olmanın ne kadar büyük bir keyif olduğunu hiç bilmeyen insanları bununla tanıştırmak.
Tanıtım yazımızı şu sözlerle bitiriyoruz, “toplum olarak istediğimiz kadar iyi sanatçılar yetiştirelim, bu kitleyi kucaklayacak kitleyi yetiştirmediğimiz zaman hiçbir şey ifade etmiyor”. Biz yetiştiriyoruz, kıymetini yurt dışındakiler biliyor. Bu kişilerin ardından da medar-ı iftiharımız diyoruz…
Temmuz ayı civarında bir arkadaşımıza sergiden bahsettiğimizde, bu projeyi “art appreciation” olarak özetledi. Ortada çok sağlam işler üreten insanlar var, mevcut olandan daha fazla sayıda insanın takdirini kazanmasını sağlayacak bir proje bu. Kısacası serginin asıl amacı ortam oluşturmak.
GO: Toplumun daha büyük bir kesiminin bunu fark etmesi asıl amaç. Sanat camiasının dışında olan ancak ilgilenen, heves eden herkesin buna bulaşabilmesini umut ediyoruz. Cebinde 5 kuruşu olmasa da, bir tablo uğruna bisikletini verebilecek bir sürü insan var.
SB: Peki, bu serginin hedeflediğiniz kitleye ulaşabileceğini düşünüyor musunuz? Duyurmak için neler yapıyorsunuz?
GO: Bunun için çok uğraşıyoruz. Klişeleşmiş bir cevap olacak ama sosyal medya bu konudaki en iyi araç. Sadece sanat camiasına ulaşmak istesek bazı kapıları çalmamız yeterli olabilirdi. Ama daha geniş bir kitleye ulaşmak adına sergi açılışına kadar katılan sanatçıların tanıtıldığı bir blog (http://degistokussergi.tumblr.com/)oluşturduk, ayrıca bir facebook sayfamız (https://www.facebook.com/degistokussergi) ve twitter hesabımız (https://twitter.com/#!/degistokussergi) var. İlk basta kendi yakınımızdakilere daha sonra ise onların çevrelerinin yer aldığı bir ağa epostalar gönderiyoruz. Bunların dışında Açık Radyo ve özellikle Açık Dergi ekibi bize destek verdi. Şimdi de Arkitera var.
Serginin birinci ayağı olduğu için bazı çekincelerimiz vardı. Çerçeveyi çok sınırlı tutmaya çalışıyoruz. Davet yoluyla belirlediğimiz bir sanatçı listesi var ve şimdilik onun dışına çıkmıyoruz.
Bunun gibi, keyfi için fotoğraf çeken ancak bu işi çok iyi yapan sanatçıların yanı sıra eğitimini tamamlamış sanatçılarımız da var.
SÖ: Biz mimar olduğumuz için çevremizde mimarlık yapıp bir yandan da sanatın tüm dallarıyla ilgilenen mimarlar da bu sergiye iş verecekler.
GO: Serginin organizatörleri 3 mimar olunca ciddi bir mimar katkısı oldu.
GO: 7 mimar ve 1 iç mimar sanatçı listemizde yer alıyor.
SÖ: Her şeyi, hiç para harcamadan yaptık.
GO: Evet, ne para harcadık ne de bize herhangi bir yoldan para geliyor. Bir tamirhane, bir dans stüdyosu ya da en azından geniş, bir esprisi olan, insanların kolaylıkla ulaşabileceği ve orada bulunmaktan zevk alacağı bir mekan bulmayı istedik.
Sanatçılarımızdan birinin tavsiyesi ile Memet ve Buket Güreli’nin bağımsız sanatsal çalışmalarını sürdürmek üzere özel resim atölyesi olarak kurulan Ada Sanat’a gittik.
Tanıtım dosyamızı sunduk ve mekan sponsorumuz olmalarını istedik. Temmuz başında anlaştık.
SF: Sanatçıları toparlamadan önce bundan bahsetmeye başlamıştık.
SÖ: Bu çok keyifli bir iş. Ancak hayatımızda ilk defa böyle bir organizasyon düzenlediğimiz için açılış gecesinin sonuçlarını görmemiz gerekiyor. Şimdiden çok büyük konuşmamak lazım.
SF: Korkularımız da var tabii ki.
GO: Sergi toplam 3 gün açık kalacak. Açılış gecesinin çok keyifli geçeceğine eminiz. Ancak hafta sonu gelecek ilgiyi ve teklif miktarlarını merak ediyoruz. Toplamda işlerin %20-25 oranında değiş tokuş edilirse, serginin başarılı olduğunu söyleyebileceğiz.
SÖ: Eğer sorduğunu doğru anlıyorsam, zaten o tür sanatçıların yaptıkları sokakta olunca doğru. Onları alıp bir yere koymak Banksy’nin çalınan duvar parçalarını açık arttırmada satmak gibi olur.
GO: İlginç olabilir.
GO: Yaz aylarında bir organizasyon düzenliyorsanız, açılışı Ekim ayından önce yapmamak gerekiyor. Herkesin şehre dönüp kendi çalışma rutinine girmesini bekledik. Ekim ayı mini sponsorluklar ve bazı belirsizliklerin giderilmesiyle geçti. Biraz erteleme kararı aldık ve bayram sonrası 18 – 20 Kasım tarihlerini belirledik.
GO: Post-itlere kişisel bilgilerini yazmak istemeyenler ise görevlilere bildirecekler ve bir kullanıcı isimleri ile teklifte bulunacaklar.
Bu ilk sergiyi bir deneme olarak görüyoruz, belki bir sonraki 1 hafta açık kalabilir.
GO: Çok fazla sayıda görünmeyen detayı içerdiği için bu iş çok emek gerektiriyor. Hele ölçeği büyüttüğümüzde işin içine sponsorluklar girerse, en azından 7-8 ay öncesinden anlaşmaların imzalanması gerekiyor.
Senede birden fazla düzenlenmesi gerçekçi değil.
Bu işi başarılı bir şekilde sonlandırabilirsek, bu sergiyi daha nitelikli bir hale getirebilecek sponsorluklar bulunabilir. Daha iyi şeyler üretmeyi hepimiz istiyoruz.
GO: Sanatçı kapasitesi büyüyebilir. Ancak daha da büyütürsek değiş tokuş işleminin takibi de zor olur.
Herkesin her şeye ulaşabilmesi isteği ile yola çıktık. Büyük organizasyonlar yapan kurumlara gitseydik hedefimiz şaşabilirdi.
Aynı zamanda bunu her şeyiyle birlikte kendimiz yaptığımız için büyük keyif haline geldi.
GO: O açılış günü bütün sanatçıları bir araya getirmek bile bizim için büyük bir keyif olacak.
SB: Peki teklif vermeyi düşünüyor musunuz?
GO: Evet, teklif vermek için evde envanter çıkarıyoruz.
Son olarak sergi bitince internetteki faaliyetlerimizin durmayacağını da belirtmek istiyoruz.