The Circle tarafından bu yıl ilk defa düzenlenen Genç Mimarlık Seçkisi ve Sergisi (GEMSS) 2019’un küratörü Sait Ali Köknar ile seçkinin süreci ve sonuçları üzerine konuştuk.
Genç Mimarlar Seçkisi ve Sergisi, şu sıralar pratiğin içinde olan görece iş yapma biçimleri oturmuş ya da oturmak üzere olan, genç mimarları bir seçki ile bir araya getirerek daha görünür olmalarını hedefleyen bir proje. Önemli bir boşluğu dolduran Arkitera Genç Mimar Ödülü gibi mimarlarımızı görünür kılan ve bir anlamda dönemin çok önemli bir arşivine dönüşen organizasyonların yanında tamamlayıcı, ya da pekiştirici, bir konumu var. Serginin içeriği, başvuranların oluşturduğu başvuran havuzunda kendiliğinden oluşan iş yapma biçimi kümelerinin seçici kurul tarafından kavranıp son seçkide temsil edilebilmeleri gayretiyle belirlendi. Yani aslında kendi kürasyonunu kendi yapan bir sergi bu. O yüzden aslında bir nevi proje küratörlüğü yaptım diyebilirim. Ayrıca organizasyonun arkasındaki The Circle’ın ekibinin -kuruluş yapısı gereği çok paydaşlı, fikirlerin bir masa etrafında tartışıldığı bir ortam olmasından kaynaklı- başvuru koşulları, değerlendirmenin nasıl bir malzeme üzerinden yapılabileceğini, seçkide kaç kişinin yer alacağını, seçki süreçleri gibi konulardaki katkıları da yadsınamaz.
Süreç, ekiptekilerin görevlerinin ve takvimin şekillendirilmesinin ardından başvuru koşullarının belirlenmesi ile başladı. Projeyi oluşturan üç ayaklı bir yapıdan söz edebilirim; projeyi destekleyen firmalar, aday olacak mimarlar ve organizasyon. Uzun tartışmalar sonucu, mimarlık pratiklerinin çabuk değişen dinamik yapısı gereği, başvuruların bireysel olmasına karar verildi. Başvuruyu çalışan mimarlara da açtık. Bu kararın oluşturacağı muğlak alanlar ve tartışmaların beraberinde seçkinin çalışan mimarların konumunun daha tanımlı hale gelmesinde kışkırtıcı bir etkisi olduğunu düşünüyorum.
Başvuranlardan bir yapı yapmış olmaları veya ulusal/uluslararası bir yarışmada ödül almış olmaları beklendi. Amaç, adayların tasarımlarını kültürel ve ekonomik ortamlarda paylaşarak mimarlık kültürümüze nasıl bir katkı koyabildiklerini görebilmek. Sonuçta adaylardan, bir veya iki projesinin yer alacağı şablonu belirli bir pafta, serbest düzende portfolyo ve özgeçmişleri teslim alındı.
Farklı iş yapma tarzlarının anlaşılıp tartışılabilmesi için, iki akademisyen, üç mimar, bir sanatçı ve bir iş geliştiriciden oluşturulan çok sesli bir grup olan seçici kurul, paftaları, portfolyoları ve gerektiğinde özgeçmişleri inceleyerek değerlendirmeleri tamamladı.14 kişi seçildi. Seçilen mimarların işleri Sanja Jurca Avcı ve Dilara Tekin Gezginti’nin tasarımıyla sergiye dönüştü.
Tek bir kişi yerine yeterince çok bir kalabalığı seçtiğiniz zaman şu sıralar buralarda yapılmakta olan mimarlıkları görünür kılmış, bir anlamda genç pratiklerin ne tür iş yapma biçimleri içerisinde olduklarını gösteren bir kesit almış oluyorsunuz. Ortaya tekil bir pratik değil bir pratikler manzarası çıkıyor. Üzerinde tartışıp konuşulacak, genç pratiklerin sosyal ve ekonomik yapılarını anlamaya yarayacak bir çokluk bu. Yakın gelecekte mimarlık pratiklerinin nereye doğru evrileceğini anlamak; yeni mezunlara olası gelecekleri hakkında bir fikir vermek için kıymetli bir kesit. Diğer bir faydası ise, farklı yollardan ilerleyerek var olmaya çalışan on dört genç mimarı, sanki bir masa etrafına oturtmak ve onlar için bir çeşit kader kardeşliği oluşturmuş olmak. Oldukça rekabetçi bir ortamda dayanışmacı bir tavrı akıllara düşüren bir çokluk…
Hem evet, hem hayır. Seçki yeterince çok tavrı temsil edebiliyor ve yüksek kalitedeki çokça başvurunun hakkını veriyor ama bu çeşitlilik proje hedefleri doğrultusunda yeterli değil. Seçkinin takip eden döngülerinde daha detaylı bir resim vereceğini düşünüyorum. Demografik olarak seçilenler çoğunlukla 35-40 yaş aralığında. Seçkiye kalan yirmili yaşlardaki genç mimarlar daha az. Kırk yaş altı dediğimizde birden fazla kuşak değerlendirmeye giriyor ve kırkına yaklaşmış pratikler tecrübe farkıyla öne geçiyor. Sanırım gelecek döngülerde de seçki, ismi bilinen ve bilinmeyenlerin farklı karışımlarından oluşacaktır.
Temsiliyet açısından listeyi değerlendirmeye devam ettiğimizde, kadın ve erkek mimarların eşit dağılımı önemli. Seçici kurulun değerlendirmesi sırasında kendiliğinden oluşan bir dengeydi bu. Üzerinde hiç konuşulmadı bile; ki bu çok sevindirici, pozitif ayrımcılığın ötesinde, olması gerekene yakın bir durum. Diğer önemli bir temsiliyet kriteri şehirlerin, ya da daha açık bir ifadeyle İstanbul dışındaki meslek çemberlerinin seçkide hakkıyla temsil edilmesiydi ki, İzmir’in yeterince ancak Ankara’nın beklediğimizden daha az temsil edilmiş olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki döngülerde İstanbul dışından daha fazla temsilcinin seçkide yer aldığını görmek ekip olarak arzumuz.
Kırk yaş altı koşulu benzer ‘genç’ mimar arayışına çıkmış projelerde kabul görmüş bir norm; GEMSS’de de aynı kriteri dikkate aldık. Açık çağrıyla, benzer koşullarda var olma mücadelesi veren pratikleri aramaya kalkıştığınızda normlar işe yarıyor. Ayrıca yaş meselesi üzerinden, genç olma halini tartışmaya açması açısından, genç mimar seçkilerini önemli buluyorum. Umarım ileride yaş ile tarif edilmemiş bir genç mimar seçkisiyle de karşılaşırız.
Yaklaşık 3.000 kişinin ziyaret ettiği GEMSS projesinin seçki ve sergi süreci tamamlandı. Şimdi serginin 2020’nin Haziran ayında Londra Mimarlık Festivali sırasında RIBA’da sergilenmesi üzerine çalışılıyor. Ardından sponsorların desteği ile ikinci döngünün gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
RIBA sürecinde Arkitera ile bir ortaklık söz konusu. Arkitera’nın bu sene seçtiği genç mimar ve GEMSS kapsamında seçilen on dört mimar birlikte sergilenecek. Bu durum organizasyon ölçeğinde güzel bir dayanışma örneği. Projeler Türkiye mimarlığı hakkında daha iyi bir resim ortaya koyabilmek adına birbirlerini tamamlıyorlar. GEMSS sürecinde sergi sırasında iki panel ve bir küratörlü gezi düzenlendi. Bu etkinliklerde izleyici olarak Mimarlar Odası ve Serbest Mimarlar Derneği’nden temsilciler de bir araya geldi. GEMSS adına, bu tür ev sahipliklerinin çok önemli ve pekiştirici ortaklıklar olduğunu düşünüyorum.
GEMSS özelinde seçki sürecinde edindiğimiz tecrübelerle ilerleyen döngülerde bazı değişiklikler olabilir. Üretimlerini ortaklıklar üzerinden gerçekleştiren pratikler üzerine tekrar düşüneceğiz. Biriken projeler ile Türkiye’de “genç mimarlar” tarafından yapılan üretimler hakkında daha belirgin bir iz gözleyeceğiz.
Sergideki temel niyetlerimizi RIBA’da da sürdürmeyi planlıyoruz: panolar, portfolyolar, üç boyutlu objeler ve videolar gibi farklı temsil araçları üzerinden mimarların kimliği ve üretimlerini çok yönlü bir düzlemde temsil edeceğiz.
Arkitera ve bize destek olan sponsorlarımızın iş ortaklığı ile GEMSS’in uzun yıllar devam etmesini diliyoruz.
Editörün Notu: Aşağıda, The Circle’ın yayınladığı, küratör ve sergi ekibi ile birlikte yapılmış olan söyleşiyi de izleyebilirsiniz.
1 Yorum
Bence birileri fondaki müziğe müdahale etmeli.