“Sadece Mekan Kalitesi Değil, Öğrenci-Öğretim Üyesi Sayısı ve Mekan Arasındaki Denge Önemli”

Türkiye'deki mimarlık eğitiminin durumunu tespit etmeyi amaçlayan Arkitera Kampüste projesi kapsamında İzmir Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Cemal Arkon'la konuştuk.

Arkitera: Kent ve mimarlık eğitimi ilişkisini nasıl görüyorsunuz? İzmir’den yararlanabiliyor musunuz, İzmir’in size katkıları var mı ya da mimarlık eğitiminizin İzmir’e katkıları var mıdır?

Cemal Arkon: İzmir Üniversitesi yeni kurulan bir okul. Henüz mezun vermedik. Dolayısıyla tabii ki İzmir’e katkılarımız olacaktır yavaş yavaş ama İzmir’in bize kattığı şeyler var. Tabii İstanbul kadar olmasa bile yine büyük bir şehir olduğu için İzmir’in de katkısı var. Üniversitemiz iyi bir konumda. Bu bizim için büyük avantaj. Mimarlık biraz görgü mesleği bildiğiniz gibi. Dolayısıyla büyük şehirde olmanın avantajı var. Kampüsün şehrin içinde olması önemli. Bütün sanat aktivitelerine, çevreye ulaşım kolay.

Bunun dışında Urban Design diye, planlamayı ve mimarlığı birleştiren ara kesitte yer alan dersimiz var. Kente dönük mimari ürünler üreten bir disiplin. Bizim dördüncü sınıfımızın ilk döneminde Urban Design veriliyor. Dolayısıyla öğrencilerin kentle tanışması, kentsel projelerin özellikle büyük ölçekli mimari projelere vakıf olabilmeleri açısından bir avantaj olarak görüyorum. O bakımdan bizim yetiştirdiğimiz öğrencilerimizin şehre katkısı biraz daha farklı bir yaklaşımda, daha faydalı olabilir diye düşünüyorum.

Bu konuda mimarlık fakültesi olarak sahip olduğunuz mekanlar yeterli mi?
Önemli olan öğrenci sayısıyla öğretim üyesi ve mekan arasındaki üçlü ilişki. Yani mekandan çok öğrenci başına düşen öğretim üyesi. Mekanın kaliteli olması ve şehre yakın olması da avantaj. Bizim öğrencilerimiz gece okula gelebiliyor, burada çalışabiliyorlar. Dolayısıyla şehir içerisinde olmasının avantajı var. Çok büyük salonları yok belki ama önemli olan o değil. Önemli olan öğrenci sayısı, hoca sayısı ve onunla bağlantılı olarak mekanın varlığı yokluğu. Yani 40 metrekarede de olur 100 metrekare stüdyoda da. Dolayısıyla daha iyi koşullarda, mimarlık fakültesi olarak dizayn edilmiş, şehir içerisinde, hoca sayısı ve öğrenci sayısı dengelenmiş ortamlar çok iyi; ama bu bir süreç. Yani İzmir Üniversitesi bu bağlamda o sürecin başlangıcında.

Etiketler

Bir yanıt yazın