Sika Yapı Kimyasalları AŞ'nin Zemin Kaplamaları Hedef Pazar Müdürü Ender Şengül ile söyleşi yaptık. Kendisine Arkitera Yapı Malzemesi Ödülü alan Sika®FloorJoint ürününü sorduk.
Ezgi Can Cengiz: Sika Yapı Kimyasalları AŞ olarak “Sika®FloorJoint” ürününüz ile İnce Yapı Bileşenleri kategorisinde Arkitera Yapı Malzemesi Ödülü aldınız. Ürününüzden biraz bahsedebilir misiniz?
Ender Şengül: Ürün prefabrike polimer kompozit dilatasyon derz profilidir. Mevcut derz profillerine kıyasla en önemli avantajları olarak çok uzun ömürlü ve dayanıklı olması, konvensiyonel ekipmanlar ile silme/zımpara işleminin yapılabilmesi, üzerine renkli ve şeffaf kaplama uygulanabilme özelliği, uygulanmasının ve tamirinin kolay olmasından bahsedilebilir.
Özellikle sanayi bölgelerinde çalışanların önemli bir sorununa çözüm getiriyorsunuz, bu ürün başka nerelerde kullanılabilir?
Sadece sanayi yapılarında değil, otoparklarda ve hastanelerde de, araç ve sedye geçişleri esnasında oluşan titreşim sorununa çözüm getirmesi yönünden kullanılması son derece faydalı bir üründür. Ayrıca lojistik depolarında da ağır forklift yükü altında benzersiz bir çözüm detayıdır.
Piyasada bulunan benzer ürünlerden farkı nedir?
Ürün; kompozit reçine ve takviyeli olması, silinerek tesviyeye gelmesi, tamir ihtiyacı doğması halinde çok kolayca tamir edilebilmesi, üzerinin boyanabilerek gizlenebilmesi, profile sadece dik gelen yükleri değil, bütün yükleri karşılayabilmesi açılarından eşsizdir.
AR-GE çalışmalarına ne kadar yatırım yapıyorsunuz?
Sika Türkiye, küresel Sika markasının AR-GE merkezi olarak seçtiği birkaç ülkeden biridir. AR-GE yatırımları Sika Yapı Kimyasalları bütçesi içerisinde önemli yer tutmaktadır. Ayrıca her yıl hedeflerimiz arasında yeni ürün çıkarma ve ürün geliştirme konuları en başlarda yer almaktadır. Teknolojinin ve bilimin çok hızlı ilerlediği bir çağda farklılaşabilmenin en önemli parçalarından biri olarak AR-GE çalışmalarını görüyoruz.
Tasarımı yapı sektörünün neresinde görüyorsunuz?
Son yıllarda tasarım yapı sektörü içerisinde çok önemli bir yer almış durumda. Gerek büyük çaplı projelerde, gerekse konsept çalışmalarda tasarım konusu çok ön planda yer alıyor, çoğu projede farklılaşma özgün tasarımlar ile sağlanıyor. Bana göre tasarım, mevcudu en verimli şekilde işlevsel olarak kullanabilmek ve bunu yaparken görsel olarak da beğenilirliği sağlayabilmektir, yani çözüm üretmektir. Sika Yapı Kimyasalları olarak biz de her zaman çözüm ortağı olarak çalıştığımızı belirtiriz. Bu bağlamda bünyemizde hem işlevsel hem de tasarım çalışmalarında ön plana çıkacak pek çok ürün grubu da bulunmaktadır. Özellikle zemin kaplama grubunda uzun ömürlü, VOC (Uçucu Organik Madde) değerleri düşük, LEED ve BREEAM gibi regülasyonlara uygun, aynı zamanda yürüyüş konforu ve ses izolasyonu sağlayabilen çok dekoratif ürün sistemleri (Sika Comfortfloor) mevcuttur.
Markanızın mimarlarla ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mimarlar ile yoğun bir çalışma mesaimiz var. Özellikle ürün ve detay çözümlerinde, konsept seçimlerinde temelden çatıya kadar tüm alanlar için tasarım aşamasından imalat aşamasının sonuna kadar beraber çalışmalarımız bulunuyor. Şirketimizin satış-pazarlama grubu içerisinde mimari gruplar ile çalışmak ve onlara yardımcı olmak üzere istihdam edilmiş mimar bir arkadaşımız var. Bünyemizdeki sekiz adet hedef pazar içerisinde çok fazla ürün grubu ile çalıştığımız için, kendisi firmamız ile mimarlar arasında köprü vaziyetinde koordinatör gibi hizmet veriyor. Ayrıca yukarıda belirtiğim gibi bir projenin tasarım aşamasından başlayarak temelden çatıya kadar her alanda kullanılacak detay çözümleri oluşturacak ürünlerimiz var. Bu yüzden her aşamada mimarlar ile çalışmalarımız sahada ve ofiste sürekli devam ediyor. Yıl içerisinde düzenlediğimiz eğitim seminerlerinde, fuar ve ürün lansmanlarında da mimarlar ile buluşmalarımız sürüyor. Sika Yapı Kimyasalları olarak eğitim çok önem verdiğimiz bir konu. Üniversitelerde de geleceğin mimar ve mühendisleri ile buluşup bilgilerimizi aktarmaya çalışıyoruz.
Mimarinin yapı sektöründeki değişimlere etkisi nedir?
Son yıllarda yapı sektöründe büyüme devam ederken tüketiciler artık işlevselliği ve görselliği bir arada talep etmeye başladılar. Gün geçtikçe özellikle büyük şehirlerdeki alan darlığından dolayı mimari olarak da değişiklikler bu yönde görülüyor. Daha küçük, fakat kullanışlı ve modern yapılar ortaya çıkmaya başladı. Bu arada yeşil ve sürdürülebilir bina konsepti ve bu bağlamdaki regülasyonların artması ile de kullanılan malzeme ve bina tipleri de değişikliğe uğramış oldu, örneğin artık daha fazla yeşil çatı bitişi görmeye başladık. Mimari her zaman yapı sektörü içerisinde sürükleyici olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Söyleşi için teşekkür ederiz.