Türkiye'deki ilk gösterimi ARKIMEET 2013'te yapılacak olan The Competititon belgeselinin yapımcısı ve yönetmeni mimar Angel Borrego Cubero ile ARKIMEET öncesi kısa bir söyleşi yaptık.
Ange Borrego Cubero: 2007 yılında, ofis olarak katıldığımız bir yarışmaydı. OSS, Office for Strategic Spaces, yeni Madrid Üniversitesi’nin yeni kampüsü için açılan 2 aşamalı, uluslararası fikir yarışmasıydı. İkinci aşama için seçilen ekipler arasındaydık ve projemizi geliştirmek için 3 aylık bir süremiz vardı . Kazanmak için istekliydik, teslim yaklaştıkça üzerimizde büyük bir baskı oluşmaya başlamıştı, aynı zamanda büyük isimlerle de yarışıyorduk. O yoğun aylarda mimari proje yarışmasının gerilimini, belirsizliğini ve heyecanını hissetmeye başlamıştım. Bundan çok güzel bir film senaryosu olacağını düşündüm ve yarışmayı bitirince karar aldım. Yarışmayı kazandık, 2008’de de “The Competition”ı da hazırlamamıza destek olan bir hibe kazandık.
ABC: Andorra Müzesi için düzenlenen yarışma Andorra Hükümeti tarafından organize edilmişti ve o yarışma da iki aşamalıydı. Ben yarışmadan haberdar olduğumda ikinci aşama için seçilen mimarlar belli olmuştu. Mimarları ikna etmeye ihtiyacım olmadı açıkçası, fikrimi Andorra Hükümeti ile paylaştım ve işbirliği yapabilir miyiz diye sordum, böylece yarışmayı sonuna kadar belgeleme şansımız olacaktı. İşbirliğini kabul ettiler ve ikinci aşama için seçilen ofislere yarışma sürecinin kayıt altına alınacağına dair bir açıklamada bulundular. Ben de her ofise bir kameraman gönderdim. Teoride ikinci aşamaya dahil olan ekipler, ofislerine tam erişimi kabul etmişlerdi. Biraz bulanık bir süreçti.
ABC: Yarışmayı 2009 yılında üç ay boyunca kayıda aldık. Sonrasında yarışma teması ile ilgili onlarca söyleşi yaptık. Bunların sonrasında, filmin iki bölümden mi tek bölümden mi oluşacağı kararı, sahnelerin seçilmesi, çeviriler, saatlerce süren derlemeler, film formatının oluşması için 4 yıla ihtiyacımız oldu. 2012 ve 2013’te İspanya’da ve Amerika’da çeşitli gösterimlerimiz oldu. Gösterimlerden aldığımız geridönüşler filmin son rötuşlarını yapmamıza yardımcı oldu ve bu yazın sonunda film tamamlanmış oldu.
ABC: İşlerimin çoğu için “açık mimarlık” demek mümkün. Mimarlık sahasını tamamen terk etmeden, sanat, bilim, sosyal ve ekonomik kültür ve teknoloji ile ilişki içerisindeyim. Örneğin, bizim kolektif toplu konut mahallelerinin rehabilitasyonu üzerine yaptığımız araştıma projesinin temelinde, meşhur yazılımcı ve yapay zeka araştırmacısı Chris Sugrue ile birlikte geliştirdiğim “E!” isimli karar destek (DSS) yazılımı var. Veya, biyoloji mühendisi New York Üniversitesi’nden Natalie Jeremijenko ile birlikte geliştirilen, çatılı yapılara entegre edilen kentsel ortamda karbon geridönüşümü ile hava temizleme sağlayan kapsüller de…
90’ların başında ilk üretmeye başladığımdan beri, gözetleme, şiddet, mimarlıkta kurgu, yasaların mevcut durumu yaratma biçimleri, mimarinin ihale süreci ve sunumu, proje süreçleri konularının tümü beni video, yeni medya ve mekan enstalasyonlar gibi işler yapmaya itmiştir.
Bu benim ilk uzun metrajlı filmimdi ve bu deneyimden sonra yapacağım belgesel filmler için çok daha bilinçliyim. “The Competition” ile alakalı olarak havalı yorumlar yerine, doğrudan “acemi” olduğu söylemlerini aldım. Öyle olsa bile kurgusu ve derlemesi epey zorluydu. Bu durumun sebebi biraz da 5 farklı kameranın 5 farklı ortamda çekim yapmasıydı, dolayısıyla akıcılığı ve uyumu yakalamakta zorlandık.
ABC: Evet. Öncelikle zaman, hibe ve işbirliği yapacak bir ekip bulmam lazım. Bir sonraki projede çok net bir tema belirlemeye karar verdim. Yine mimarlık mesleğinin üretimi ile ilgili olacak.
Öncelikle az önce bahsettiğim 50’nin üzerinde röportajın biraraya getirilmesi, düzenlenmesi ve daha mütevazi bir belgesel oluşturulması işi var.